9 Mart 2014 Pazar

İLHAN İREM




1970  ler .Ankara dayız.

Evlerde tek televizyon,siyah beyaz.Tek kanal.

TV seyretme izne bağlı .Cumartesi akşamları.Müzik programı.Başka yok.

O zamanlar;internet yok.face book yok,you tube yok.Çep telefonu yok.

Ama İlhan İrem var.Nilüfer var.Fikret Kızılok var Barış Manço, Cem Karaca  ve aklıma gelmeyen ler.

Onların  seslerinde bizim 20 li yaşlarımızdan önceki duygularımız var.Hayat güzel,yarınlar güzel,sevmek güzel.

2014 lü yıllar  
                                             
Bir İlhan İrem konseri.Siyahlar giymiş sahnede.Yılların geçtiğini anladığın anlar.İçin burkuldgu,hüzün boğazına durduğu anlar.

Müzik başladığında Bostancı gösteri merkezinde değilsin artık.Ankara nın Kurtuluş semtinin 
sokaklarındasın.Orta okul yıllarında sıralardasın.Önünde koskoca yıllar var.Mutlusun

Konser bitti.salon boşaldı.Dışarıda yağmur var.Yürüyorsun…

Şarkılar san eşlik ediyor;Yarınlar,yarınlar bizim demiştin …..
                                               Sazlıklardan havalanan…..
         Ağlama arkadaş ağlama aşk için yarınlar gelir gelmez  gider gençliğin….....................
Boşver boşver arkadaş başka bulursun....Bütün kalbin sevinçle neşeyle dolsun.....

   







8 Mart 2014 Cumartesi

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ




      Özel günlerden en çok anneler günüyle ,kadınlar gününü severim.Birincisi annemi,anne şevkatini hatırlatır.Biraz hüzünle.Annesi  hayatta olmayanlar adına.

       Bir diğeri de kadınlar günü.Hemcinslerimin bir gün de olsa özel olarak anılması adına.


Kadınlar günü;  vahşi kapitalizmin oyuncağı olmadan önceki anlamı çok daha başka.ABD de ölen kadın işçilerin anmak için belirlenmiş bir gün.Yıllar yıllar sonra tüketimin oyuncağı olup çıkmış.

  

       Sanırım en önemlisi kadın olarak kimliğine sahip çıkmak.Bu yeryüzü dünyasında var olmak.Var olduğunu kadın olarak ispatlamak.İşini kadın duyarlılığı ile yapmak.Ne ezilmek.Ne de ezmek.

                        


 Varlığını ezdirmemek.Var olanları ezmemek.Tek başına dimdik hep ayakta olmak.




Eşit haklarla.Yeryüzü dünyasında hiçbir coğrafyada başka cinsin egemenliğini kabul etmemek.




Türkiye Cumhuriyeti kurucusu ULU ÖNDER ATATÜRK e  bir kez daha minnet duygularımı belirtmek isterim.Onun sayesinde Türk kadını erkeklerle eşit haklara sahip oldu.Bunu unutmayalım.











28 Şubat 2014 Cuma

KLASİK MÜZİK


28 şubat 2014-02-28
   sevgili Bilgisayar;
Bugün kısa şubat ayıda bitti.Gelelim mart ayına;Ne çok da yaşanacak gün  var.Her ay yapılacaklar listesi ay sonunda kontrol edilip yapılanlar listesine çevriliyor.Okunan kitaplar.Bitirilen işler.Seyredilen sinemalar.Gidilen konserler.Konserler dedik de…
                        Uzun zamandır  klasik müziği canlı dinleyememiştim.Geçen gece Borusan  Flarmoni nin konseri harikaydı.Klasik müziği canlı,sesleri daha iyi duyarak dinlemeyi özlemişim.
                                         
Diğer sanat dallarında olduğu gibi  klasik müzik  de öğrenilebilen,öğrendikce sevilebilen,insan ruhuna iyi gelen şey.Deneyin derim.iyi geldiğini göreceksiniz.


NİYE TADİLAT VAR ADI ALTINDA  YASAKLANDI.YILLARCA  ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ AÇILMADI.ANLAYAMIYORUM!!!!!
                     Gene gerildim.Bunaldım Daraldım…Of Of Of




 Bu da Klimt den iki resim....

22 Şubat 2014 Cumartesi

AVAKADO SALATASI


Herşeyin bir şeye iyi geldiği bitki dünyasından..merhaba.
      Moda olduğu üzere doğal beslenme,sağlıklı olma(bitki çaylarına alışamasam da)vs lere ben de ayak uydurup AVAKADO SALATASI yaptım.Sevgili Fazilet in gönderdikleri ile…

                    Önce sert avakaoların yumuşamasını beklemeli.Parmağınız hafif batarsa bil ki yumuşadı.Olgunlaşmış,hafif yeşili bozulmuş avakadoları  inceçik  soyduktan sonra kararmaması için de limon sıktığımız  tabak içinde  çatal ile bir güzel  ezelim.
                 Kendileri yeşilin en  güzel renginden 
Ama   garibimin pek tadı yok.Ne yaparsın.her ey bir anda güzel olmuyor işte.Bu çelişki doğanın kendisinde demek ki(Bolu yazım da ki gibi )
                   İşte  tatsız tuzsuz dünyayı renklendirmek için;ceviz ile sarımsakları ezip tuz eklediğimiz avakadoyla karıştıralım.Zeytin yağı  ile tatlandırmaya gerek yok.
                                        
                             İşte çook basit .Daha ne ister insan.Tavuk,et yanına yakışır dediklerinden .İster yağ  ekle,ister ceviz ya da sarımsak miktarını artır.İster üzerine taze dereotu .Keyfe kalmış.Damak tadına kalmış

Bir dahaki tarif ısırgan çorbası olacak.O da şifalıymış!!!!

NOT:Resimler yerlerini değiştirdi.Uğraştım.Olmadı.Anlaşılmıştır.Üsteki salatanın son hali.Alttaki malzemeler...

20 Şubat 2014 Perşembe

YEŞİL SULAR



Yaptıklarımla yapmak istediklerimizin  arasındaki uçurum ne kadar çoksa o kadar mutsuz  olurmuş insan.

yaşam bizi nerelerde yakalarsa yakalasın

biz peşini bırakmamalıyız

hayatımızın.


dalgaların sesi alıp götürmüyorsa sizi,havada uçan martı kıpırdatmıyorsa kalbinizi

gençliğini bildiğiniz
insanların halleri   burkmuyor sa yüreğinizi

ne diyeyim.
kararlılıkla inatçılığı  karıştıran,kara yürekli insanlar.
yeryüzünü cehenneme çevirmek için yollanmış yaratıklar.

işte bunlardan,kötü kalpli yaratıklardan uzak durmalı insan.

                                                          kalbin atışlarına kulak verip,sığ sularda bile yüzmeli


16 Şubat 2014 Pazar

VİYANA KUŞATMASI


    Tarih sayfalarında asılı kalmış anlar.Viyana kuşatmaları.1520 de Kanuni Sultan Süleyman,1690 da kara Mustafa Paşa, birde sevgili Evliya Çelebi .

     Ben ise sıkıştırılmış,fırsatlardan yararlanıp gittim Viyana ya.Kuşatmaya.(Aslında orası kuşatılmış.Her yerde Türkçe konuşanlara rastlanıyor.)


     Gezilecek ,görülecek yerler internet sayfalarında dolu.Ben onlardan söz etmeyeceğim ama dedikleri gibi  şinitzeli gerçekten güzel .Dönüşte  yapamayı denedim.Olmadı...

             Soğuk  mevsimde.Dış mekanlardan çok da müzelerde,saraylarda sergilerde zaman geçirdim.Ve   geçmiş zamanlar  da takılı kaldı yüreğim.Müze dışına çıkınca da soğukla beraber gerçekler de şamar gibi suratıma vurup dünyaya döndürdü beni.

3 gece 4 günlük tatil bitiverdi.Şimşek hızıyla.

         Bende Viyana dan iki güzel insanı tanıyıp döndüm.Perim ve Zerrin.Ne de iyi oldu.Neden bilmem; sanki yılardır tanıyordum.
              


                         
 Dönüşte de  yeni gezmelerin hülyaları ile baş başa kaldım.
 





1 Şubat 2014 Cumartesi

BOLU


                   Günlerden bir gün Bolu ya düştü yolumuz.Kar yağmış,hava soğuk ve nemli olduğundan günler öncesi yağan kar erimemiş.Şehir kirli.Bir yanda inşaat artıkları,bir yanda yol yapımları,bir yanda yarı erimiş kar çamurları.Meydanda KÖROĞLUNUN  heykeli.Bolu beyi nerelerde kimbilir.
Gözünü sevdiğim bu coğrafya ya hayran kalmak elde değil doğrusu.Köroğlu dağları,termal suyu,gölleri, taa roma devrinden kalma hazineleri.Gelde hayran kalma bu coğrafyaya.
                  İzzet Baysal üniversitesi ayrı bir can katmış Bolu ya.Genceçik öğrenciler yeni bir çan katıyor ortama.
Her yerde gözleme başka da Bolu da gözleme daha başka.Yoğurtlu istersen sarımsaklısı.Katmeri de bir başka.
Bir de lokmaların boğazda dizildiği an olmasa.Ki oda oturduğumuz lokantanın az ilerisinde çöpleri karıştıran kadın.
İşte bu çelişki .Tıpkı her uçan kuşun yüzemediği gibi.Tıpkı kimi ülkelerde savaş yokken kimilerinde isan kanının su gibi akması gibi.Daha neler neler de

                      Ne yaman çelişki bir türlü çözülmeyen