Eylül ayındayız. Yazdan ödünç alınan güneşli günlerde. Tirilyeye düşürdük yolumuzu.
"Adadayız sanki. Denizde gelen hoş esinti. Gemlik körfezini ucu. Ucsuz bucaksız deniz. Ve gökyüzü.
Anakarayla onun karmasasıyla ilgimiz yok. Özgürüz. Geçmişteyiz. Balıkların, balıkçıların bol olduğu
zamanlarda.Rum kadınların balıkçı kocalarını bekledikleri ÇAMLIK TEPE de. Çam ağaçlarının
altında Marmara denizini seyretmek. Tirilye nin dar sokaklarında yürürken geçmiş zamanları solumak.
Kıyıdan kıyıdn giderken karşımıza çıkıveren ANTİK LİMAN.Şimdi ; sesiz, sakin, yalnız "
Geçmişi tarih sayfalarında bırakalım da daracık trilye sokaklarında dolanalım.Yıkılmak üzere
kimi ahşap binalar. Bir dahaki sefere belkide göremeyeceğimiz toprak duvarlar. Taş mektep, Fatih
Cami.Gün içinde gezilip görülecek yerlerden .
Biz dönerken tadımlık zeytin yağımızı , doyumluk yeşil zeytinimizi alıp geldik. Yol boyunca da
incir ağaçlarından "göz hakkı" mızı da almayı ihmal etmedik.
Birkaç fotoğraf benden.Gerisi size kalmış.Gidin ,gezin , görün derim.
"yaşadıklarımız yanımıza kar kalsın"
Antik Liman