27 Kasım 2011 Pazar

Zaman;Dursan ya biraz.Ya da geri gelsen azıcık.
Ne zamandı hatırlamıyorum.Neredeydi iyi biliyorum.
Geçen zamanlar,kaybolan mekanlar.
Dünyanın en acımasız kuralı olmalı....
                                                    BUNLAR  DA VAR:
                                                    Bir kar tanesi düştü toprağın üzerine.Hemen eridi.Ardından bir kar tanesi daha.O da eridi.Ardından taneler  artı  artı.Toprak görülmez oldu.Her yan bembeyazdı.Pırıl pırıl parladı kar.Güneş ışıklarının altında.Birkaç kuş uçup geçti  telaşla. Haber yetiştirecekler gibi…
                                                                                                                           Bu aslında bir rüya idi
                                                    Evin  tam orta yerinde toplanmışlardı.Kadınlar ve çocuklar vardı yalnızca.Ortadaki boşluğun etrafına bir sıra sandalye konulmuştu .Hatırı sayılır kişiler oturmuştu az sayadaki sandalyeye.Çoğu ayaktaydı.Dizi dizi sıralanmışlar müziğin ve oyunun başlamasını bekliyorlardı.
Müzik başladı,ikişer ikişer oynadılar .Kıvrak kıvrak,ellerini şaklatarak.
-Ayaklarım gitmiyor buna . dedi  ve yerine oturdu hafif utanarak.Kimse ısrarcı olmadı.Çaldıkları müziği  değiştirmedi.Zaten de oynayanlar çoktu.Kimse fark etmedi bile genç kadının oyunu bırakıp yerine geçtiğini.
Elindeki defi yanındaki arkadaşına uzattı.Def çalıp türkü söylemekten yorulmuş,sesi de biraz kısılmıştı..Sen devam et , ben yoruldum dedi …
                                                   Aslında o bir tepsiydi.
                                                   Yavaş  yavaş karardı her yan.Ormandaki ağaç gölgeleri giderek kayboldu.Şimdi orman kocaman bir karanlık oldu yeryüzünde.Gecenin karanlığından ayrı.Ansızın ay  doğdu.Karanlıklarda mavi beyaz bir aydınlık oldu……
                                                                               Aslında bu bir masaldı.

19 Kasım 2011 Cumartesi

sevgili bilgisayar

Sevgili bilgisayar uzun zamandır yazamadım.Herşey altüst olmuştu ya......
20 gündür yeni evdeyiz.Sevgili Korunun yanında.



Kuzenim oğlunu evlendirdi.Memlekete gittik düğüne.İki güzel çocukdünya evine girdi.Bende uzun zamandır görmediğim memleketimi gördüm.Devreği.Akrabalarımı.Ne çok özlemişim heryeri,herkesi.Ama nasılda değişmiş heryer...herkes
 
Zaman;Hiç durmuyorki.Sen sanıyorsunki bıraktığın gibi bulacaksın kaldırımları,evleri,insanları.Küçükler büyümüş,yeni evler yapılmış.Saçlar ağarmış.Mezarların sayısı artmış.Sevinçle hüznü beraber böyle yaşanıyormuş demek....

İşte böyle sevgili bilgisayar.Günler böyle hızla geçip gidiyor işte..Neyaparsın.
Bense;Sevinçliyim bu aralar. Kızımın  yanına gitmeyi planlıyorum  oğlumla beraber.Ah ah hep Yaz kış seyahat edebilsem! .ne güzel olurdu....Kışın Barselona nasıl acaba?
Şu dünya telaşı bitse de dünyayı tanıma ,gezme-görme  faslı başlasa ne güzel olurdu .
(Belgesel yapımcıları bana iş verirmi  acaba?.Şimdiden iş aramaya başlasammı ?)