29 Ocak 2011 Cumartesi

DOĞUM GÜNÜ

 Sevgili Bilgisayar:Sana çoktandır yazamadım.Malum ortalık hastalığı beni perişan etti.Neyse ki iyileştim.Hastalık kabusum sona erdi de geçikmiş olan doğum günü yazımı yazabiliyorum.


Günlük telaşlar karmaşalar arasında yaşayıp gidiyoruz işte.Arkamıza dönüp bakmayı unutup.Tıpkı sağlıklı günlerde hastalıkları unuttuğumuz gibi.

Ben de doğum günümde epeyca baktım geçmiş günlere...

Neyse:Bırakıp bunları yazımıza bakalım...
Ezberlerimiz vardır.Öğrenim hayatımız boyunca.Kafamıza kazınan bilgiler.Bir düzünenin 12 adet olduğu.Pi sayısı.314 Akdenizin bitki örtüsü.Yığınla bilgi.Beni en çok etkileyenlerden biri de yüzyıllardı.Birinciden başlayıp 21.ye kadar geldiğimiz yaşanan 100 yıllar.Şaka maka derken ben de yarım yüz yıl yaşamışım.
Dile kolay geliyor ama yarım yüz yıl.20. yy ın bitiminde doğup 21.yy da da yaşamak keyifli şey.Güzel dolu dolu keyifli bir yarım yüz yıl yaşamışım.Bir yarım yüz yıl daha yaşasam.Ne güzel olurdu.Niyetim öyle ama bakalım!!!!
Bu dünyayı gezip görmeden öte dünyaya gitmeye niyetim yok.

23 Ocak 2011 Pazar

BALIK



Yorgun argın gelmişsinizdir eve.Gün de kötü geçmişse (güzel

günlere sözüm yok) ya da dibe vurmuşsa ruh haliniz.

Birde evde sizi bekleyen insanlar açsa.Ne yemek var soruları sizi

usandırmadan açın dolabı.

Sarıkanat, çinekop, lüfer, levrek, çupra.Her ne tür balık  koyduysanız kara günler için dolaba.

Açlık durumuna göre sayarak balıkları hazırlığa başlayın.

Sonra fırın tepsisine yağlı kağıt koyup balıkları yan yana döşemeye başlayın.

Balıkların arasına :Defne yaprağı, soğan dilimleri,bir baş sarımsak (Soymadan,tane tane)dilim domates,yeşil biber ve dilediğiniz gibi doğradığınız patatesleri de koyup verin fırına.

Üzerine Yarım bardak suya yarım kaşık domates salçası tuz karabiber koyarak.Pişen balıkları fırından çıkarmadan önce fırını ızgara ayarı ile tepsiyi hafif de kızartın.Kimse fırınmı? ızgaramı? anlayamasın….

Zamanınız varsa yanına mısır unu çorba birde pırasa yapın.Yoksa da içine dolaptan ne varsa koyacağınız bol salata .Yemek afiyetle yenince keyiflerde yerine gelir.Unutmayın

Sonra alın çayınızı, kahvenizi geçin bilgisayar başına.Eski resimlere bakın.Güzel anıları olan.(Kötüleri çöpe atın.)

Gülümseyin.

15 Ocak 2011 Cumartesi


Ey insanlar....Göğü deldiniz.
Bu gidiş nereye                                                                                       
                                                                                              

9 Ocak 2011 Pazar

KÖFTE-BİR YENİ YIL YEMEĞİ

Yani doğan bebekler hep ağlar. Ağlamasa da zorla ağlatırlar. Dokuz ay on gün anne karnında keyiftden sonra ağlamak.

Ağlamak. Doğar doğmaz. Nefes almak Akciğerleri açmak..


Birde açlıktan ağlar yeni doğanlar. Yemek ister. İlk ağlaması nefes almak içinse , ikincisi açlıktır. Tek isteği anne sütü. Doyurucu, koruyucu ,şefkatli.

Sonra da yaşamak için yemek yeriz. En keyifli yemeklerde açken, hep beraberken, kalabalıkla yenir.
Cümbür cemaat , çoluk çocuk kalabalık sofralar,ne yediğini bilmeden.

Biz de yeni yıla böyle girelim dedik.Kartal köftesi yiyerek. İşte tarifi

20-25 kişilik:

2 kg kıyma orta yağlı

3 adet köfte harcı

2 kaşık salça(biri biber diğeri domates)

4-5 adet orta boyundan biber. İnce doğranmış

tuz, karabiber, kırmızı biber

Hepsi yoğrulacak.Kıvamı tuturana kadar  su ilavesi ile.

Sonra da adam başı ½ ekmek. Ekmek içine soğan,domates,biber ve 5 köfte…..Tadı damaklarda kalan,yeniden yemek istenen beş adet köfte(kartal köftesi)
Finali meyveli pasta ile yaptık.2011 yılı tatlı geçsin diye...

Bir de  böyle yemeye doyulmayan köfteler var.Sağlıklı ,güzel günler onların olsun.


 


2 Ocak 2011 Pazar

AYLİN İN TARİFİ-YEŞİL ÇAY

Sözüne güvendiğin, sohbetini sevdiğin,görüşlerine katıldığın arkadaşların vardır.Uzun yıllar aynı ortamda çalıştığın:Birçok şeyi   paylaştığın.
Üzüntülerini azaltan ,sevinçlerini artıran dostluklar kurmuşunuzdur.Bu dünyada yalnız olmadığınızı hatırlatan .                                                                   
İştye Aylin de böyle arkadaşlardan.Bana verdiği tarifi sizlerle de paylaşayım istedim.Ben ona biraz votka biraza da buz koyup şerefe dedim.Dostluğumuza.....Dostluklara...





Dantel gibi örülmüş güzel Egenin bir koyu.
Ve sevgili Aylin den  sıcak yaz günlerini hatırlatacak soğuk içilen yeşil çayın  tarifi:
-bir bardak soğuk yeşil çay
-bir bardak sade soda.
-yarım limon suyu.
Size hepsini karıştırıp içmek kalıyor.Yorgun eve gittiğinizde sizi dinlendirecek,benim katkılarımla da içerseniz kafanızı boşaltmaya yardım edecek içeçeklerden biri.
Yeni yılın bu ilk pazar gününde  biraz da dinlenelim...



25 Aralık 2010 Cumartesi

GEÇEN YIL

Bilgisayarda eski yazıları karıştırırken keah grubuna  gönderdiğim yazıyı buldum.2009 giderken yazmışım....

"Bir türlü bitmeyen ev işleri,çocukların dersleri, evdekilerin dertleri.
Bir türlü gerçekleşmeyen hayallerimiz.Bir türlü gelmeyen yarınlar…
Ya da yaptığımız güzel şeyler.Bitirdiğimiz işler.Biten dertler.Sonuçlanan olaylar.gezmeler,sohbetler…


İşte böyle 2009 da bitti.Tıpkı diğer yıllar gibi.2010 geldi.Bir de bakacağız ki oda bitmiş.Bitecek.

Güneş her zamanki kayıtsızlığı ile doğacak sessiz sedasız.
Batarken tüm görkemi ile büğüklüğünü ispatlayacak bize
O doyumsuz görüntü ile.

Yine yaz geceleri ay çıkacak.Romantik akşamların davetiyle.
Yağmur yağacak,belki kar tatili olacak okullar yeniden.
Yine bebekler doğacak yaşamın hiç durmadığı hastanelerde.Morga kaldırılan ölüler olacak.
Yeniden açacak çiçekler ve yeniden esecek lodos.Huzur verici havayla.İşte böyle devam edip gidecek her şey …."

20 Aralık 2010 Pazartesi

KIŞ YEMEKLERİ

Eminönü kuşları..
                        Tabiki Zeytin yağlı pırasa.Kimileri burun kıvırsa da pırasa en favori kış yemeklerinden biridir.
Manavda çarşı pazarda salına salına durur.Nedense pırasalar tezgahkara serilmez.Boylu boyunca yatırılmaz.Dizilir sıra sıra.Poşetlere konulurken , tek bıçak darbesi ile  yeşil saplarından ayrılır.
       İşte o pırasalar temizlenip de  doğrandıktan sonra iyice yıkanıp tencerede yerini alır.
       Üzerine bir baş kuru soğan doğranır.Küp küp.
       Bir havuç ince dilimlerle eklenir.1/2 yemek kaşığı salça.ve zeytinyağı.
       Tuz,şeker.Zeytin yağlı yemekleri sulu sevenler için bir bardak da su.Kısık ateşte sebzeler reklerini değiştirip yumuşayana kadar da pişirilir.
       Sonuç da kolay hızlı lezzetli besleyici sebze yemeği.Sonrası sana kalmış.Ama balıkla iyi gidiyor pırasa.
Bir akşam sofrası:
     Önden  çorba .Hangisi varsa.
     Ardından  hamsi.(ızgara)
     Sonra bol limonlu zeytinyağlı pırasa.
     Ekmek de mısır ekmeği.
     Kakaolu tahin helvası .....
İstanbul..
İşte size  uzun kış gecelerinde içini ısıtacak ,karnını tok tutacak,  bir akşam yemeği.