PAYLAŞMAK:Düşündüklerimi.Yazdıklarımı.Duygularımı. gezdiğim yerleri.Resimleri.Yaptığım yemekleri. Yani kısaca herşeyi.
20 Şubat 2014 Perşembe
YEŞİL SULAR
Yaptıklarımla yapmak istediklerimizin arasındaki uçurum ne kadar çoksa o kadar mutsuz olurmuş insan.
yaşam bizi nerelerde yakalarsa yakalasın
biz peşini bırakmamalıyız
hayatımızın.
dalgaların sesi alıp götürmüyorsa sizi,havada uçan martı kıpırdatmıyorsa kalbinizi
gençliğini bildiğiniz
insanların halleri burkmuyor sa yüreğinizi
ne diyeyim.
kararlılıkla inatçılığı karıştıran,kara yürekli insanlar.
yeryüzünü cehenneme çevirmek için yollanmış yaratıklar.
işte bunlardan,kötü kalpli yaratıklardan uzak durmalı insan.
kalbin atışlarına kulak verip,sığ sularda bile yüzmeli
16 Şubat 2014 Pazar
VİYANA KUŞATMASI
Tarih sayfalarında asılı kalmış
anlar.Viyana kuşatmaları.1520 de Kanuni Sultan Süleyman,1690 da kara Mustafa Paşa, birde sevgili Evliya Çelebi .
Ben ise sıkıştırılmış,fırsatlardan
yararlanıp gittim Viyana ya.Kuşatmaya.(Aslında orası kuşatılmış.Her yerde Türkçe konuşanlara rastlanıyor.)
Gezilecek ,görülecek yerler internet
sayfalarında dolu.Ben onlardan söz etmeyeceğim ama dedikleri gibi şinitzeli gerçekten
güzel .Dönüşte yapamayı denedim.Olmadı...
Soğuk mevsimde.Dış mekanlardan çok da
müzelerde,saraylarda sergilerde zaman geçirdim.Ve geçmiş zamanlar da takılı kaldı yüreğim.Müze dışına çıkınca da
soğukla beraber gerçekler de şamar gibi suratıma vurup dünyaya döndürdü beni.
3 gece 4 günlük tatil
bitiverdi.Şimşek hızıyla.
Bende Viyana dan iki güzel insanı
tanıyıp döndüm.Perim ve Zerrin.Ne de iyi oldu.Neden bilmem; sanki yılardır
tanıyordum.
1 Şubat 2014 Cumartesi
BOLU
Günlerden bir gün Bolu ya düştü yolumuz.Kar yağmış,hava
soğuk ve nemli olduğundan günler öncesi yağan kar erimemiş.Şehir kirli.Bir
yanda inşaat artıkları,bir yanda yol yapımları,bir yanda yarı erimiş kar çamurları.Meydanda
KÖROĞLUNUN heykeli.Bolu beyi nerelerde
kimbilir.
Gözünü sevdiğim bu coğrafya ya hayran kalmak elde değil
doğrusu.Köroğlu dağları,termal suyu,gölleri, taa roma devrinden kalma
hazineleri.Gelde hayran kalma bu coğrafyaya.
İzzet Baysal üniversitesi ayrı bir can katmış Bolu
ya.Genceçik öğrenciler yeni bir çan katıyor ortama.
Her yerde gözleme başka da Bolu da gözleme daha
başka.Yoğurtlu istersen sarımsaklısı.Katmeri de bir başka.
Bir de lokmaların boğazda dizildiği an olmasa.Ki oda
oturduğumuz lokantanın az ilerisinde çöpleri karıştıran kadın.
İşte bu çelişki .Tıpkı her uçan kuşun yüzemediği gibi.Tıpkı
kimi ülkelerde savaş yokken kimilerinde isan kanının su gibi akması gibi.Daha
neler neler de
Ne yaman çelişki bir türlü
çözülmeyen
31 Ocak 2014 Cuma
BU NASIL DÜNYA
21.yy dayız.Yani
milattan sonra;20 tane yüz yılı geride
bırakmışız.Bir o kadarda milattan
öncesi var.Epeyce yıl eder
sana.İnsanlık ne alemde diyeceğim.Bu kadar yüz yıl
yaşamış.Doğruya güzele kaç adım atılmış?
Hala insanlar
öfkelerine yenik düşüp en ilkel tepki :Öldürmeyi
düşünüyor ve öldürüyorsa ilk insanlar gibi.Nerede gelişmişlik,
uygarlık.
Gazetede gördüm. Daha çocuk.Annesini “seven adam”
vuruyor.Babasını hapishanede ziyarete gidiyor diye.Bunun neresi
sevgi?Bu nasıl
kıskançlık?
Bir başka ise . Yol verme yüzünden . “kadın sürücünün kullandığı araba yol
kesiyor. Yanındaki yaşlı adam
çıkıyor. Tabanca
ile ateş ediyor. Hiç bir şey olmamış gibi yollarına devam ediyorlar”
Bunlar beni en çok etkileyenlerde bir kaçı. Olan biteni benim kafam açıklayamıyor. Yüreğim daralıyor.
İnsanlığımdan
utanıyorum.
Konuyu sosyal,ekonomik,psikolojik boyutlarda düşünmek
gerek.Üniversitelerde tez konusu
oluyordur herhalde!!!!
Bu kadar zor mu eğitimli ,uygar birey yetiştirmek?
Bu nasıl dünya böyle......
26 Ocak 2014 Pazar
Doğum Günü Sonrası
Yazmaya ne gerek var.Çiçekler ne de güzel.Papatyalar güzel yaşanmış yılları,kasımpatılar güzel yaşanacak yılları çağrıştırıyor.
ya da bana öyle geliyor.
25 Ocak 2014 Cumartesi
DOĞUM GÜNÜ
bugün benim doğum günüm
daha yolun başında gibiyim.
yapılacak ne çok iş var;
gezilecek ne de çok yer.
okunacak yığınla kitap.
yazılacak,söylenecek ne de çok duygu var.Tek dileğim bol bol zaman .........
daha yolun başında gibiyim.
yapılacak ne çok iş var;
gezilecek ne de çok yer.
okunacak yığınla kitap.
yazılacak,söylenecek ne de çok duygu var.Tek dileğim bol bol zaman .........
17 Ocak 2014 Cuma
İşte günler hızlıca geçmeye başladı yine.Yeni kitaplar yolda.
Mektup okumaya heveslendim.Bu aralar.
Leyla Erbil e yazılanlar...
Leyla Erbil in yazdıkları...
Okuyorum.Neler olacak bakalım.
Gene dağ bayır,kır gezme . Bu aralar gene nüks etti.Ne yapacağız bilmem.
Mektup okumaya heveslendim.Bu aralar.
Leyla Erbil e yazılanlar...
Leyla Erbil in yazdıkları...
Okuyorum.Neler olacak bakalım.
Gene dağ bayır,kır gezme . Bu aralar gene nüks etti.Ne yapacağız bilmem.
Bir şiir düştü akla.Ama kısa;
Rüzgar esti bir akşam vakti.
Saçlarıma doğru
Yaşadığımı hatırlatan...
"Geniş bir nefes aldı diyaframdan.Etrafını saran ağaçlar arasında.Tuttu nefesini.Temiz hava doldurdu tüm ciğerlerini.Derin denizlerde daldığı gibi.Yaşamın keyfini solukladı.Bir iki kez tekrarladı.Gözlerini kapadı.Yüklenmişti bir kez damarlarına yaşam sevinci.Aldı götürdü dört bir yana.Işın ışın saçtı.
Ağaç dallarına düşen yağmur damlaları yeşil renk aldı.Rüzgar esmeyi bıraktı.Tek ses yağmura kaldı.Düştüğü yerde çınladı"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)