9 Ocak 2011 Pazar

KÖFTE-BİR YENİ YIL YEMEĞİ

Yani doğan bebekler hep ağlar. Ağlamasa da zorla ağlatırlar. Dokuz ay on gün anne karnında keyiftden sonra ağlamak.

Ağlamak. Doğar doğmaz. Nefes almak Akciğerleri açmak..


Birde açlıktan ağlar yeni doğanlar. Yemek ister. İlk ağlaması nefes almak içinse , ikincisi açlıktır. Tek isteği anne sütü. Doyurucu, koruyucu ,şefkatli.

Sonra da yaşamak için yemek yeriz. En keyifli yemeklerde açken, hep beraberken, kalabalıkla yenir.
Cümbür cemaat , çoluk çocuk kalabalık sofralar,ne yediğini bilmeden.

Biz de yeni yıla böyle girelim dedik.Kartal köftesi yiyerek. İşte tarifi

20-25 kişilik:

2 kg kıyma orta yağlı

3 adet köfte harcı

2 kaşık salça(biri biber diğeri domates)

4-5 adet orta boyundan biber. İnce doğranmış

tuz, karabiber, kırmızı biber

Hepsi yoğrulacak.Kıvamı tuturana kadar  su ilavesi ile.

Sonra da adam başı ½ ekmek. Ekmek içine soğan,domates,biber ve 5 köfte…..Tadı damaklarda kalan,yeniden yemek istenen beş adet köfte(kartal köftesi)
Finali meyveli pasta ile yaptık.2011 yılı tatlı geçsin diye...

Bir de  böyle yemeye doyulmayan köfteler var.Sağlıklı ,güzel günler onların olsun.


 


2 Ocak 2011 Pazar

AYLİN İN TARİFİ-YEŞİL ÇAY

Sözüne güvendiğin, sohbetini sevdiğin,görüşlerine katıldığın arkadaşların vardır.Uzun yıllar aynı ortamda çalıştığın:Birçok şeyi   paylaştığın.
Üzüntülerini azaltan ,sevinçlerini artıran dostluklar kurmuşunuzdur.Bu dünyada yalnız olmadığınızı hatırlatan .                                                                   
İştye Aylin de böyle arkadaşlardan.Bana verdiği tarifi sizlerle de paylaşayım istedim.Ben ona biraz votka biraza da buz koyup şerefe dedim.Dostluğumuza.....Dostluklara...





Dantel gibi örülmüş güzel Egenin bir koyu.
Ve sevgili Aylin den  sıcak yaz günlerini hatırlatacak soğuk içilen yeşil çayın  tarifi:
-bir bardak soğuk yeşil çay
-bir bardak sade soda.
-yarım limon suyu.
Size hepsini karıştırıp içmek kalıyor.Yorgun eve gittiğinizde sizi dinlendirecek,benim katkılarımla da içerseniz kafanızı boşaltmaya yardım edecek içeçeklerden biri.
Yeni yılın bu ilk pazar gününde  biraz da dinlenelim...



25 Aralık 2010 Cumartesi

GEÇEN YIL

Bilgisayarda eski yazıları karıştırırken keah grubuna  gönderdiğim yazıyı buldum.2009 giderken yazmışım....

"Bir türlü bitmeyen ev işleri,çocukların dersleri, evdekilerin dertleri.
Bir türlü gerçekleşmeyen hayallerimiz.Bir türlü gelmeyen yarınlar…
Ya da yaptığımız güzel şeyler.Bitirdiğimiz işler.Biten dertler.Sonuçlanan olaylar.gezmeler,sohbetler…


İşte böyle 2009 da bitti.Tıpkı diğer yıllar gibi.2010 geldi.Bir de bakacağız ki oda bitmiş.Bitecek.

Güneş her zamanki kayıtsızlığı ile doğacak sessiz sedasız.
Batarken tüm görkemi ile büğüklüğünü ispatlayacak bize
O doyumsuz görüntü ile.

Yine yaz geceleri ay çıkacak.Romantik akşamların davetiyle.
Yağmur yağacak,belki kar tatili olacak okullar yeniden.
Yine bebekler doğacak yaşamın hiç durmadığı hastanelerde.Morga kaldırılan ölüler olacak.
Yeniden açacak çiçekler ve yeniden esecek lodos.Huzur verici havayla.İşte böyle devam edip gidecek her şey …."

20 Aralık 2010 Pazartesi

KIŞ YEMEKLERİ

Eminönü kuşları..
                        Tabiki Zeytin yağlı pırasa.Kimileri burun kıvırsa da pırasa en favori kış yemeklerinden biridir.
Manavda çarşı pazarda salına salına durur.Nedense pırasalar tezgahkara serilmez.Boylu boyunca yatırılmaz.Dizilir sıra sıra.Poşetlere konulurken , tek bıçak darbesi ile  yeşil saplarından ayrılır.
       İşte o pırasalar temizlenip de  doğrandıktan sonra iyice yıkanıp tencerede yerini alır.
       Üzerine bir baş kuru soğan doğranır.Küp küp.
       Bir havuç ince dilimlerle eklenir.1/2 yemek kaşığı salça.ve zeytinyağı.
       Tuz,şeker.Zeytin yağlı yemekleri sulu sevenler için bir bardak da su.Kısık ateşte sebzeler reklerini değiştirip yumuşayana kadar da pişirilir.
       Sonuç da kolay hızlı lezzetli besleyici sebze yemeği.Sonrası sana kalmış.Ama balıkla iyi gidiyor pırasa.
Bir akşam sofrası:
     Önden  çorba .Hangisi varsa.
     Ardından  hamsi.(ızgara)
     Sonra bol limonlu zeytinyağlı pırasa.
     Ekmek de mısır ekmeği.
     Kakaolu tahin helvası .....
İstanbul..
İşte size  uzun kış gecelerinde içini ısıtacak ,karnını tok tutacak,  bir akşam yemeği.

15 Aralık 2010 Çarşamba

YA HAYAT

Ve kara göründü.İşler yola girmeye başladı yavaş yavaş.....




Hayat ansızın ne de başitleşiyor insanın gözünde.
Tüm çabalar,koşuşturmalar ,kavgalar,heyecanlar
bitiveriyor ansızın.Rüya gibi geliyor.Bumuydu diyorsun!
Haberler:Savaşlar,kan davalılar,töre cinayetleri
cinnet geçerenler.Tüm 2.sayfa haberleri.
Boşa dökülen kanlar hepsi.(Eğitimle  2.sayfa haberlerinin olmadığı toplum yaratılır ama.....Bu konu için ayrı blog yapmalı......)



Bunlar için değermiydi diyor insan. Soğuk kanlı olabilmeli,kuş bakışı bakabilmeli hayata...
Herkese yer var bu düyada.


Resim sergileri gezmeli,kitap okumalı,sinemaya gitmeli,dağ tepe yürümeli....


Başka bir pencere açmalı hayatta.Hayat katlanılmaz olduğunda.Derin bir soluk alıp şiir okumalı.Pencere kenarında.Yanında demli çayla.Ya hayat ..
Resimler:Yıllar önce yaşanmış yerler.Anılarda kalmış hayatlar.Bu anın kalacağı gibi.......

11 Aralık 2010 Cumartesi

TATLI YİYELİM

İşler ters gider ,canım sıkılırsa kendimi  tatlıya vururum.Ne olursa.Çukulata gofret,sütlü tatlılar,hamurlu tatlılar....
Onlardan biride irmik.Herkesin kolayca yapacağı,kolayca tüketebileceği cinsten.
Gelelim tarife:
-Bir bardak irmik
-Bir kaşık tereyağ-ile birlikte kavrulur.(Bu tatlı fıstıksız)
takii sarı irmik taneleri  kahverengine dönene kadar.
-bir bardak sıcak su
-bir kaşık şeker-ile birlikte eritilir.Karışım kavrulmuş irmiklere eklenir.Kaynamaya devam eden irmikler sularını çekip "tencere dibini tutma"dan ocaktan alınır.
-Bir paket şekerli vanilya eklenir.
İrmik tatlısı demlenmek üzere (havlu konulup) kapak kapatılır.
Gerisi sabrınıza kalmış.Sıcak sıcak yemek ayrı güzel.Dondurmalı yemek ayrı.


Tabiki sorunlar tatlı yemekle geçmiyor .Onları da çözeriz.Tarifleri var!

8 Aralık 2010 Çarşamba

RESİMLER

 işte böyle yerlerde saatlerce oturup düşüncelere dalmalı.
yalnızca sessizlik olmalı.

yeniden başlama gücü ile
yaşama geri dönmeli.....