4 Ocak 2014 Cumartesi

ZEYTİNYAĞLI KEREVİZ


Sevgili bilgisayar;

Kara haberleri,memleket meselelerini,yarın kaygısını, sınav 

telaşlarını bir yana bırakıp yemek yapalım.

En temel gereksinimimizi  giderip bol gıda alıp hayata direnme 

gücümüzü artıralım.

Her şeyi mevsiminde taze tüketelim.Yoğurdu evimizde 

yapalım.Sütü günlük içelim.Doğay kirletmeyelim.of of of Dünyanın 

sonu böyle gelecek işte.Tüketiyoruz.Sonu hazırlıyoruz.Haberimiz 
yok….
İşte yemek:

ZEYTİN YAĞLI KEREVİZ

Kereviz öyle kolay sevilip yenen besin değildir.Sevenleri her  çeşidini  yer.Kokusuna bayılır. Sevmeyenlere 

de demeli ki  kış aylarında   kereviz tüketin ..Besin değeri  yüksek olduğu söylenir. Var ki  ,bir nedeni vardır 

 diyorum.Önce salatasından deneyin.Sonra da zeytin yağlısı.Etli sebze yemeklerini seviyorsanız onunda 

tarifleri bol.

Ben  bir saat içinde ev halkına akşam yemeği hazırlamak zorunda kalan, zamanı sınırlı anneler için kolayından 

lezzeti bol  etin,köftenin yanına bir kase yoğurt eşliğinde bol limon suyu ile yenen  ZEYTİN YAĞLI 

KEREVİZ  tarifi vereyim.

Şöyleki;

Kereviz,patates,havuç temizlenip yıkanır.Ama kereviz soyulup yıkanır yıkanmaz limonla ovulur ki 

kararmasın.Beyaz kalsın.Tencerenin dibine önce limonla ovulmuş dilim kerevizler  dizilir.Beyaz kat.

Ardından patatesler dilimlenir.Sarı kat.

En üste havuç dilimlenir.Ama incecik.Tül gibi.Turuncu kat.

Az su ile birlikte tuz,zeytin yağı ilavesini unutmadan .Çabuk pişen bir yemek .Siz o arada çorbanızı,etli 

yemeğinizi  ,salatanızı hazırlayın.

İşte size bol limon sıkıp afiyetle yenecek zeytinyağlı sebze yemeği.

Zeytin yağlılar ılık daha güzel oluyor diyenlerdenim.


30 Aralık 2013 Pazartesi

YENİ BİR YIL



Sevgili bilgisayar,
Yeni bir yıl geliyor.El değmemiş , taptaze..

Yeniler , yenilikler  hep heyecanlandırmıştır beni..

Her yeni yıl aynı çoşkuyu yaşarım..

Elbet bulutlar geçer, elbet tohumlar yeşerir

Güneş açar, kuru toprak bereket olur

İyimserlik yerine karamsarlığa kapılanlar..

Doğru köprüye.

Ben yinede derimki yeni yıl güzelliklerle gelsin

Karamsarlık yerine






14 Aralık 2013 Cumartesi


Hani bir haber duyarsın ya;dünyam yıkıldı dersin. Bazen de yıkılmaz o dünya da.

Duruverir.

Her zaman içini dolduran yaşam içgüdüsü  ki bunda sevinç,öfke,keder,aşk,hırs ,tutku, kol koladır.Rengarenk duygular  omuz omuzadır.
İşte bu içgüdü  kayboluverir.Kararır her yan.İçinde ki bu boşluğu tarif edemezsin.

Bazen;Zaman en iyi ilaçtır.Herşeye iyi gelen.

Rengarenk duygular yavaştan filizlenir.Yeniden yollara çıkar ruhun .Yılların kırıp  kırıp  bıraktığı yüreğini onarmak için.

 Düştüğün yerden kalkıp yürüme zamanıdır artık.Eskisinde daha da sert  ve güçlü atılmalıdır adımlar.

Güneş yine doğar.Nazlı nazlı.Akreple yelkovan yarışı başlar.Kim kimi geçer bilinmez .Güneş yine batar.Kaygısız.

Geçen bu zaman sana iyi gelir.



2 Kasım 2013 Cumartesi


Sevgili bilgisayar .
     Yüreğimin bir yanı kan ağlasada memleketin haline  diğer yanı başka alemlerde.
O alemlerden biri de eski zamanlar,geçmiş yaşanmış günler.ille de müzeler,harabeler.
Nemrut da bunlardan biri.Ve geçmişin eski zamanları bugüne gelmiş gibi.Büyüleyici.
  GAP turu dedikleri gezide nemrut dağına tırmanış da var.Ya sabah gün doğumunu seyredeceksin. ya da akşam gün batımını.
     Uzatmadan;Tırmanmaya başladık Nemrut dağına.Tırmandıkca soğuk ,tırmandıkca görüntü doyumsuz.O zaman anladım Atatürk barajının Yani Güney Doğu Anadolu Projesinin anlamını.Barajla beraber tutulan suyun havzası daha güzel görünüyor.Nemrut dağınandan.
    Önce doğu cephesine tırmandık.Ansızın karşıma çıktı heykeller.Kendimi bildim bileli turizm afişlerinde hep vardı.NEMRUT ve onun taştan heykelleri.İşte karşımdaydılar.Sevincim  heyecanım biribirine karıştı.Fotograf çekmek,  hafızama o görüntüleri yerleştirmekle uğraşırken batıyor,güneş batıyor  çığlıkları ile batı cephesine yollandım.Of ki ne of aynı heykeller orada da duruyor.Şaşırdım kaldım...
          Tabiki gün  batımı harikaydı.Hiç ayrılasım gelmedi ya .Gene geleceğim diyerek el salladım.

Kimileri için ise nemrut bir dağdı sadece.Geçmiş zamanların hatırası heykeller birer taş.

Güneş ise hep batıyordu. 
Bende dedimki.Evde otursaydın o zaman.Ne işin var Nemrut ta be adam


28 Ekim 2013 Pazartesi

Gaziantep


    Yemek yemek  için yaşanılan Gaziantep diyarında geçirdiğim akut gastrit nedeni ile bir lokma bile tadamadan ayrıldım.Yoksa kilolarla dönmek mümkündü.Ve de yazarak paylaşmak.
 Yazsan satırlar dolarda kimseler okumaz uzun uzun
Kısaca dersem en önemli yer Yemek müzesi ve  eski zamanlarda ki yaşam tarzı.Dedikleri gibi insanlar yemek için yaşamışlar.Yaşamak için yemek yemek yerine.En güzeli de hafta sonları ailecek gidilen piknik .Tüm hafta yemek yapan evin hanımı bu piknik gününde sefa yaparmış.Yemekleri de beyler.Gelsin kebaplar..

Mozaik müzesi ise görülmesi gereken en güzel mekanlardan bir diğeri.Zeugma halkı evlerini halı,kilim serer gibi  mozaik ile kaplamışlar.Desen desen, şekil şekil.Antik çağ inanişlarını,öykülerini mozaik yapıp sermişler yere.Her birirnin ayrı öyküsü varmış.Hayran kalmak elde değil.
İyi ki kurtarmışlar bu değerli mozaikleri.Yani antik çağ insanının yaşadığı mekanın döşemelerini,duvarlarını.
       Her bir mozaik parçasının kıyısına köşesine sinmiş ayak izleri.Görebilene

12 Ekim 2013 Cumartesi

GAP

Yeni bir heyecan dalgası başladı.Bayram demek tatil demek oldu.Yorulan bedenler,uyuşmuş beyinlerin azıcık dinleneceği günler.


(Ben fena  yoruldum. Herşey den fazla bir gönül yorgunluğu ki sormayın gitsin.Hak edilmeyen durumlarda kalmak herkes gibi beni fazlasıyla da üzüyor.Neyseeee  diyeceklerimi unuttum iştee.)

Bu uzun tatilin yarısında GAP turu ile görmeyi şiddetle istediğim yerleri göreceğim.Derken geldi aklıma anılar:::Yıllar önceydi: yemyeşil memleketimden yani ;Devreğin binbir çeşit yeşil renkli ağaçları yol boyunca giderek giderek terk ettiğinde  bizi. Kayseriye ulaşmıştık.Uçsuz buçaksız alabildiğine uzun boşluklar.Binbir çeşit sarı renk.Güzel yurdumun Anadolu sunda ilk sarıyı o zaman görmüştüm.30 yıl kadar önce....Daha da doğuya yolum düşmedi.
Kısmet denilen şey şimdi çaldı kapımı.Urfa Diyarbakır,Antep,Mardin İşte vahşi kapitalizm i bu turlarda seviyorum.Her turizm sitesinin tur programında ayırmışlar.Şeker bayramı,kurban bayramı,sömestre,yılbaşı,kaplıca turları,kültür turları diye sıralanıp gidiyor.Bende zor yer buldum.Tatile bir ay kala son katılanlar arasındaydım.Yığınla tur programında "kontejyan doldu"yazıyordu.Ki bunların çoğu yurt dışı turlardı.Kuru hatırlatmama gerek yok....

Sevgili Evliya Çelebi geldi aklıma.İlk GAP turuna çıkan o olurdu herhalde.


8 Ekim 2013 Salı

RESİMSİZ YAZI


Uzun uzun düşündü.Düşünde neler gördüğünü.Bir garip idi her yan.Ne yaz,ne kış,ne de baharlara

benziyordu.Karmakarışıktı her şey.

Ne düşünü unutuyordu ne de acılarını.İki büklüm olmuştu gene.Tırnakları morarmaya başladı.Karnının tam

ortasından kalkan bunaltı boynuna şah damarlarına yükseliyor,beyninin içinde patlıyordu .Her zamanki gibi

yüreğinde amansız sancı geçmek bilmiyor,dertop oluyor soluğunu aldırmıyordu.En sonun da da boğaza bir

yumruk oturuyor,ne ileri gidiyor soluk ne de geri geliyordu.

Günlerdir,aylardır süren mutlu huzurlu dingin halinin yerinde yeller esiyordu.Ah Ah Ah diye derin derin

soluk aldı.Bir an unutur gibi oldu her şeyi..Hafif hafif aralanır gibi oldu perde derken;ufak kıvılcımlarla yeniden  alevlendi acısı.....uzuzn uzun yeniden düşündü düşünü...........

Ne olurdu her şey eski dinginliğine duruluğuna kavuşsaydı.Gene hayat çağıl çağıl akan dere suları gibi

çağlasaydı .Güneş ışıl ışıl dolsaydı yüreğine.Pırıl pırıl  parlasaydı  gözlerde.Ve her soluk bin bir şükürle

dolsaydı.