24 Eylül 2011 Cumartesi

ARKASI YARIN


Ağır ağır açtı gözlerini.Günün ilk ışıkları çoktan günün ikinçi ışıları olmuştu.Derin bir nefes almadan önce hafif bir iç geçirdi.Ruhunun dingin dinlenmiş,huzur bulmuş olduğunu ayrımsadı.Derin bir nefes aldı.
Koyu kara gözleri,uzun kirpikleri vardı.Saçları dik ve siyahtı.Kısa saçı severdi ama bu kez fazla kısalmıştı.Miladım dediği bu andan önce de kısaydı saçları.


"Daha çook uzun yolum , yapılacak çook işlerim var".Dedi sessizce yataktan doğrulurken…

21 Eylül 2011 Çarşamba


Karadenizin yağmuru,rengarenk yeşili,hırçın denizi.
Anadolunun sarı bozkırı,eflatun dağları,beyaz gökyüzü
                                                                          Geçmiş zamanlarda yaşanmış hayatlar,kurulan düşler
                                                                          Gelecek zamanda yaşanılacak anlar,hayaller,özlemler
 Bilinmeyen ülkelere gitmenin doyumsuz tadı
 Hayatı rengarenk yaşama isteğinin sihirli çekim gücü              
                                                                           Gece bitip,sabah ışıklarının gerçeği fısıldaması
                                                                           Yüreklerde yanan alevin birkez daha korlaşması
                                                                            

12 Eylül 2011 Pazartesi

Eylül.Aslında ne güzel bir sonbaharı yaşıyor memleket.Akşamları serin serin esen rüzgar,sararmaya başlayan yapraklar,gün batımında gökyüzünde rengarenk olan kızıllık.Hepsi güzel hoş da…11 eylülün,12 eylülün yıldönümleride eylülde yaşanıyor.Acı acı acı hep acı…Birinde kendi halinde eylülü yaşayan insanlar öldü.Habersiz aniden gidiverdiler bu dünyadan.Neden öldüklerini bilmeden.Diğerinde kaç anne evlatsız kaldı.Memleket sevdalısı kaç yürek sustu,ne çok acı yaşandı.Ne hale geldi memleket…


Üç tarafı denizlerle çevrili şu güzel ülkemizde de yaşananlara ne demeli.Duymak istemiyorum artık “terör yine can aldı.” Laflarını.Cenazelerin ardından dökülen gözyaşlarını.Yine anneler ağlıyor.Ateş düştüğü yeri yakıyor.Bunlar yetmiyor gibi birde savaş çığlıkları atılmaya başlandı………

Yeter artık……..

6 Eylül 2011 Salı

ADALAR



İlk okul yıllarında beni   ürküten şeylerden biri ; gezetelerde okuduğum “Egede sular yine ısındı”lafıydı .Korkum; komşumuz Yunanistanla yeniden savaş olursaydı.O zamanlar komşumuz la işler yolunda değildi herhelde ki son yıllara kadar Yunanistan a vize almak deveye hendek atlatmak kadar zor olduğu söyleniyordu. Şimdilerde yeşil pasaporta vize yok….Savaş korkusu yok !Bende gönül rahatlığı ile gittim Yunan adalarını ve Atinayı görmeye.


Meğer onlarda bizim gibi, oralarda bizim adalar gibi.Güzelim zeytin ağaçları,üzüm bağları,keçiler,eşekkler

Yaprak sarması,baklava,kadayıf ve yoğurt.Bizim mevsim salatası peynirle olmuş “grek” salata

Biraz adalarda,biraz kıta Yunanistan da biraz da egede yaşamış filozoflar ,antik çağ insanları harabeler arasından çıkıp gelecekler gibiydiler .Buruk bir tat  bırakarak yüreklerde.


 

12 Ağustos 2011 Cuma

DİZ AĞRISI

Sevgili bilgisayar;Ağustosta yaz yağmuru vardı.Sıcak bunaltıcı günlerden sonra kışı hatırlatan.Güneşli günler gene gelecek...Ama benim sağ dizim ağrıdı.Yağmur öncesi.


                          Sızım sızım sızladı            


    yüreğim değil.Sağ dizim


Annem derdi.Yağmur yağacak çocuklar,yine ağrıyor bu.
yani sağ dizi.....

Çok değil daha yeni yıl girerken ,fark ettim sağ dizimi.
Ondan önceleri ,bir başım ağrırdı arada bir.





Yeni açmış çicekler
umut neşe keyif dolu


Yıllar,yıllar,yıllar
Boşada yaşanmadı.....

7 Ağustos 2011 Pazar










neden?hızlı akıp gidiyor zaman.İstiyorumki dursun.Benim çocukluğum kalsın.Annem ,babam ,kardeşlerim.


Bahçe içindeki evimiz.Dut ağaçları.O zamanların sokakları,evleri,arkadaşlarımız.Ne de çok özlüyorum o günleri.




Neden böyle hızlı akıp gidiyor  ki zaman?
Hep özleyecekmiyiz eskileri,eski güzel günleri.
Yarınlar;onlarda yaşanacak, eskiyecek değil mi?

24 Temmuz 2011 Pazar

PATLICAN PAÇA

Sevgili Bilgisayar;Çoktandır yzamıyorum   ama az kaldı.Son turlardayım.Sonra bol bol yazarım.Neyse;
Yeni bir pazar günü işte.Her yer çok sıcak.İşte yeni bir tarif


Bir Patlıcan yemeği:
Ne iyidir patlıcan . Her türlü yemeği yapılan ,uyumlu bir sebzedir.Huysuzluğu yoktur.İmam bayıldı sı, karnı yarığı, kebaplarda etlisi, kızartması , pirinçle pilavı.Bunlara bende yenisini ekledim.Patlıcan paçası:Yıllar önce ssk Osmaniye dispanserinde göreve başladığımda Özden abladan öğrenmiştim.Patlıcan paçayı.Ve daha birçok şeyi.Sağ olsun.

Önce patlıcanları soyacaksın. (Çizgi çizgi değil).Daha önce hazırladığın tuzlu suya bırakacaksın kararmasınlar,acı suları çıksın diye.Onlar tuzlu suda beklerken sığan,sarımsak domates üçlüsünü ister robotta ,ister rende de, isterde de ince ince doğrayıp içine de salça koyarak ;tuzlu sudan çıkarılıp yayvan tencereye koyduğumuz patlıcanların üzerine bırakacaksın.Tuz,karabiber,kırmızı biber, ve zerdeçal birde 4 adet kesme şeker.Ve iki çorba kaşığı sirke buda paçası için.Ama üzerine sirkeden önce ince doğranmış yeşil biber ile yağını unutmadan.Kısık ateşte yarım saatte pişiyor.

Yemekten sonrada buz gibi karpuz yemeği unutmayın.

Önemli not:Patlıcan unutkanlığa iyi geliyormuş