PAYLAŞMAK:Düşündüklerimi.Yazdıklarımı.Duygularımı. gezdiğim yerleri.Resimleri.Yaptığım yemekleri. Yani kısaca herşeyi.
17 Aralık 2014 Çarşamba
26 Kasım 2014 Çarşamba
RESİM
Resim sanatı, giderek karmaşa haline gelen dünyada giderek karmaşık olmuş.Anlaşılamayan insanlık
gibi,anlaşılmaz olmuş.
Sevmek; bilmek gerektiren bir eylem.Tanıdıkça,öğrendikçe bildikçe seversin.Resimde sanatı da öyle.
Resim okumayı bilmek,öğrenmek gerek.Yoksa sevemezsin.Anlamazsın
Bunun için resim sergiler ideal.
Dışarı da Emirgan da güzelim boğazın kıyısında dünyanın
telaşı devam ederken ,sen içeride SSM (Sakıp Sabancı Müzesi)de başka dünyalarda oluyorsun.
Bu dönemdeki sergi Joan Miro nun “kadınlar kuşlar yıldızlar”ı
Ayrıca “Tanzimattan Cumhuriyete Türk Resmi” sergisi de var.
Ben yine de tercihimi empresyonislerden yana kullanayım diyorum.
11 Kasım 2014 Salı
5 Kasım 2014 Çarşamba
NE YAPACAĞIZ
“İnsan hemen de her şeye nasılda alışıyor.
Bilişim çağının
hızlı yaşanan günlerinde hafızamız balık hafızası oldu.Unutup gittik yokluk
günlerini.Her şeyi ne de çabuk harcar olduk
Barışı,huzuru,kardeşliği.En çok da
doğayı.
Her gün her saat üretilen çöplerin istatistiğini birileri
tutuyordur herhalde.
Bana sık sık hatırlatmak düşüyor.
Zavallı dünyayı hep
beraber yok ediyoruz.
Temiz ,doğal ortam bulmak giderek zorlaşıyor.
Ne yapacağız????
2 Kasım 2014 Pazar
1 Kasım 2014 Cumartesi
VALİDEBAĞ KORUSU
Koca bir inat.
Yansız,kuşbakışı bakarsak eğer;Avuç içi kadar yeşillik zaten.
” Ağacı kesip yerine
ev yapıp para kazanma” hırsında
olanların iştahını kabartan boş,yeşil alan
.
Neymiş tarihi ağaçlar varmış,neymiş Osmanlıdan
kalmış,neymiş sincaplar varmış,kirpiler varmış,neymiş,eskiden leylekler bile
mola verirmiş.
Yıllar boyu kıyısından kıyısından uğraşıyorlardı.
En son
otopark sevdasına kapıldılar.Yapamadılar.
Şimdi beton dökülecek o alan da ağaçlar var.Can suları
verilememiş.
İnat,hırs,öfke ,kin.Daha aklıma gelmeyen ,içinde sevgi
olmayan yığınla kelime.
İnsan zekası keskindir.Ne yapalım?Ev olmuyor.Otopark
olmuyor.AVM hiç olmuyor…
Yumuşak karın.Dini inaç.Cami yapalım.
Tabi bunun ardından yeşili kemirmeye devam.
Tapılan para olunca
.Tabiki böyle olacak .Boş alana ağaç dikecek değiller ya.
Tarafsız kuş bakışı
görüntü bu.Koca bir inat.
25 Eylül 2014 Perşembe
BAMYA HİKAYESİ
Ne güzel başlamıştı bu blog. Yemek tarifleri vermek üzere.Bir
de baktım ki ;yer gök her yer yemek
tarifi.Canlısı cansızı ,resimli si resimsizi. Hepsi.Bana da yemeklerin hikayesi kaldı.Ne yapalım.
tarifi.Canlısı cansızı ,resimli si resimsizi. Hepsi.Bana da yemeklerin hikayesi kaldı.Ne yapalım.
Yine de ben (kimisinin
fazla da sevmediği) bamyayı anlatacağım.
Bir bamya öyküsü:Hayat güzel başlamıştır bamyaya.Bir güzel
sarı çiçek açar ki,yanın da yöresinde
sebzeleri kıskandırır.Çok geçkmez,Bu
güzel hayat söner geçer.Bilemez ki bamya keyfinin
zirvesindeyken,gün gelip
tüylere bürüneceğini.Dokunanı rahatsız edeceğini,sevilmeyeceğini.
Ağlar.Kaderin ona oynadığı oyuna.Ağlar.
İşte bu yüzden sümüklü dür adı.
Siz bakmayın ağladığına.O mucizedir.B vitaminleri
doludur.Bir de K vitamini
Kemiklerimizi
güçlendiren mineralleri de unutmamalı.Lifsi yapısı ile bağrsakları temizlediği,kansere karşı antioksidan olması da fazlası.
Daha ne yapsın bamya.
Siz bamya
yaparken;saplarını konik soyun,limonlu suda yıkayın.Fazla bekletmeden .
Bamyalar hızla tencereye girsin.Yoksa fazla ağlarlar..
Limon suyu ilavesi
unutulmasın. Pişerken fazla karıştırmayın.Dağılırlar.
Pazarlarda mısır unu ve yumurtaya bulanıp pişirilen uzun bamyalar da var.
onları da görmezden gelmeyin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)