28 Aralık 2011 Çarşamba

SEBZE ÇORBASI

Gönlüm dağ bayır, tepe cayır dolaşmak istese de..... 

Büyük  halamın dediği gibi"kırk yıl kıtlık olmuş da akşam yemeği eksik olmamış".

Bende sıkışık akşam telaşında sıcacık bir sebze çorbası yaptım. 

-yarım kereviz
-küçük boy patates,
-yarım havuç.Hepsi yarım.Bir iki gecelik çorba.(İki günden fazlası kabul görmüyor sofrada da)
bunlara su ilavesi ile hafif haşladım.
Hafif haşlanmış karışımı el blendırı ile bir iki tur karıştırdım.
ayrıca bir kasede iki silme kaşık unu yarım bardak su ile karıştırıp blendırdan geçirilmiş sebzelere ekledim. 
hafif bir kıvam yakalayana kadar da sıcak su ilavesi ile kaynattım.tabiki tuz karabiber bir de zerdeçal ekledim. Kaselere koydum.
     Oğlum" ne var bunun içinde,güzel olmuş" dediğinde kerevizi söylemeyi unuttum........
Van gogh u dinleyemedim ama ..(Zerdeçal sayesinde çorbanın rengi  onun sarılarını andırır oldu).O da haftaya kaldı.Ertelediğim şeylerin arasına sıkıştırdım.Bir gün yaparım diye.........


21 Aralık 2011 Çarşamba

ONDAN ,BUNDAN ,ŞUNDAN

Çok mu geç kaldık.Her şey için çok mu geç.Yetişemez miyiz?




Bilmiyorlar ki anneler ne çok özler çocuklarını.Onlarsa farkında değillerdir dünyanın  neresinde  durduklarını.



Bu  en uzun gece.Düşünmek için,hüzünlenmek için,geleceğe nasıl bakacağını karar vermek için.Öfkeli,kaygılı,kederli,umutlu;Zavallı insan hallerimiz.

Durmayan,durdurulamayan yaşam.Soluk alıp vermenin doyumsuz keyfi.Bir de iç huzuru yakaladık mı tamam.Sal gitsin gerisini.....









11 Aralık 2011 Pazar

Yan Sokaklar

Bakmadan boyuna
Kış vakti ;dökmemiş yapraklarını
Hala yeşil yeşil salınıyor.
Dalmış gitmiş yan sokaklara....








     Yol boyunca yürüyorsunuz hayatı,sağ sol yapıp yalpalamadan da yan sokaklar çağırıyor sizi tüm cazibeleri ile..
Kural doğru yolda yürümedir aslında...Toplumsal kurallar,etik değerler, vs  hayatın akışını kolaylaştıran beylik kavramlar.Karmaşayı önlemek asıl olan.
      Birde tarih yazanlar,eser bırakanlar  vardır.Kural tanımadan yaşayanlar hayatlarını.Sorgusuz sualsiz dolu dizgin.Karmaşa içinde.
      Şöyle bir kumdan çıkarmalı kafayı .Bakmalı etrafa,yan sokaklara dalı vermeli.......

     
     

2 Aralık 2011 Cuma

BUGÜN CUMA

Her gece yapılacak onca iş,okunacak onca kitap,yazılacak onca duygu varken uykuya ve yorgunluğa yenik düşmek ne acı.

27 Kasım 2011 Pazar

Zaman;Dursan ya biraz.Ya da geri gelsen azıcık.
Ne zamandı hatırlamıyorum.Neredeydi iyi biliyorum.
Geçen zamanlar,kaybolan mekanlar.
Dünyanın en acımasız kuralı olmalı....
                                                    BUNLAR  DA VAR:
                                                    Bir kar tanesi düştü toprağın üzerine.Hemen eridi.Ardından bir kar tanesi daha.O da eridi.Ardından taneler  artı  artı.Toprak görülmez oldu.Her yan bembeyazdı.Pırıl pırıl parladı kar.Güneş ışıklarının altında.Birkaç kuş uçup geçti  telaşla. Haber yetiştirecekler gibi…
                                                                                                                           Bu aslında bir rüya idi
                                                    Evin  tam orta yerinde toplanmışlardı.Kadınlar ve çocuklar vardı yalnızca.Ortadaki boşluğun etrafına bir sıra sandalye konulmuştu .Hatırı sayılır kişiler oturmuştu az sayadaki sandalyeye.Çoğu ayaktaydı.Dizi dizi sıralanmışlar müziğin ve oyunun başlamasını bekliyorlardı.
Müzik başladı,ikişer ikişer oynadılar .Kıvrak kıvrak,ellerini şaklatarak.
-Ayaklarım gitmiyor buna . dedi  ve yerine oturdu hafif utanarak.Kimse ısrarcı olmadı.Çaldıkları müziği  değiştirmedi.Zaten de oynayanlar çoktu.Kimse fark etmedi bile genç kadının oyunu bırakıp yerine geçtiğini.
Elindeki defi yanındaki arkadaşına uzattı.Def çalıp türkü söylemekten yorulmuş,sesi de biraz kısılmıştı..Sen devam et , ben yoruldum dedi …
                                                   Aslında o bir tepsiydi.
                                                   Yavaş  yavaş karardı her yan.Ormandaki ağaç gölgeleri giderek kayboldu.Şimdi orman kocaman bir karanlık oldu yeryüzünde.Gecenin karanlığından ayrı.Ansızın ay  doğdu.Karanlıklarda mavi beyaz bir aydınlık oldu……
                                                                               Aslında bu bir masaldı.

19 Kasım 2011 Cumartesi

sevgili bilgisayar

Sevgili bilgisayar uzun zamandır yazamadım.Herşey altüst olmuştu ya......
20 gündür yeni evdeyiz.Sevgili Korunun yanında.



Kuzenim oğlunu evlendirdi.Memlekete gittik düğüne.İki güzel çocukdünya evine girdi.Bende uzun zamandır görmediğim memleketimi gördüm.Devreği.Akrabalarımı.Ne çok özlemişim heryeri,herkesi.Ama nasılda değişmiş heryer...herkes
 
Zaman;Hiç durmuyorki.Sen sanıyorsunki bıraktığın gibi bulacaksın kaldırımları,evleri,insanları.Küçükler büyümüş,yeni evler yapılmış.Saçlar ağarmış.Mezarların sayısı artmış.Sevinçle hüznü beraber böyle yaşanıyormuş demek....

İşte böyle sevgili bilgisayar.Günler böyle hızla geçip gidiyor işte..Neyaparsın.
Bense;Sevinçliyim bu aralar. Kızımın  yanına gitmeyi planlıyorum  oğlumla beraber.Ah ah hep Yaz kış seyahat edebilsem! .ne güzel olurdu....Kışın Barselona nasıl acaba?
Şu dünya telaşı bitse de dünyayı tanıma ,gezme-görme  faslı başlasa ne güzel olurdu .
(Belgesel yapımcıları bana iş verirmi  acaba?.Şimdiden iş aramaya başlasammı ?)

26 Ekim 2011 Çarşamba

DEPREM

Birkez daha altüst oldu herşey.Doymadan hayata  yitip gitti soluklar.
Hayata dair güzel şeyler yazacaktım .Yemek tarifleri,kitaplar.şiirler,geziler de.İştahmı kaldı insanda.Doğal felaketler bir yandan ki ona yapacak hiç bir şey yok..Diğer yandan   insanın insana yaptığı zulüm .Dün alkış tuttukları liderlerini sokakda süründürmeleri.Buna benzer yığınla 2. sayfa haberleri..İşte buna katlanamıyorum.Ne diyeceğimi bilemiyorum.
İnsanlık adına uygarlık adına onca yıl boşamı geçti diye düşünüyorum.