Sevgili Bilgisayar.
Biliyorsun artık iş bırakıldı. Eski defterleri karıştırmaya geldi sıra. Bir bebeğin büyümesi gibi adım, adım bakıp gün yüzüne çıkaralım yazdıklarımızı. Bakalım neler yazmışız. Neler duygulandırmış bizi sevindirmiş. Neler üzmüş isyan ettirmiş. Neler karalar bağlamış ağlatmış.
Yaşadığımız hangi güzel günler yanımıza kar kalmış.
“O ıssız bucaksız ulu ormanlar hala yağmurlu mu?Islak ve nemli toprak hala mantarlar veriyor mu?Gökyüzünün sisi, pusu duruyor mu?Eğ dağlar,yaylalar.Halleriniz nice.Gelimli gidimli dünyada insanlar sizi yordu mu?Sonu ölümlü dünyada siz hep varsınız.
Dede korkut derdi.
Gelimli gidimli, dünya.Sonu ölümlü dünya.
Bu dünyada dağlar var.Dağlarda yaylalar var.Yaylalarda otlar var.Aralarında mantarlar var.Kış gelince kar,yaz gelince güneş var.Baharlarda yağmurlar.
Zavallı insanlar bu dünyanın baki ademoğullarının gidici olduğunu bilmiyorlar.”