HEREKE.
İstanbul Ankara kara yolu üzerinde kahverengi tabela ile yazılı HEREKE yi hep merak etmiştim.Yolumuz oralara düştü.Paylaşayım istedi.
"Güneş şehre doğmuştu .Şubat ayının ilk günlerini yaşıyordu dünya.Kışın uyuyordu doğa.
çok eski zamanlarda şekillendiğinde yeryüzü. "izmit platosu" adı verilen düzlük oluşmuş.Bu
düzlük yarımca derince, kalburca da denize paralel iken HEREKE de denizde dik sonlanmış.
Yani yerleşimi sınırlı ama ulaşımı zor , güvenli bölge olmuş .Bilinen 1200 lü yıllardan beri yerleşim
alanı insanlara.Kale yapıp sığınmışlar buralara.Sırtlarını dağlara dayayıp denizi önlerine
almışlar.Deniz bereket olmuş onlara.Bir ulu pınar da şehri bölüp denize karışmış .O günden beri
yaşıyor insanlar.Bir yanı körfeze bir yanı dağlara bakan HEREKE de
Bir düşünün :(Şimdiki izmit körfezini değil) Güneşin ışıklarında sakin sakin parlayan deniz
sularını.İçinde binbir çeşit balığın mutlu ve huzurlu yaşadığını.Sandalda nazlı nazlı kürek çekerken
siz denizin dibinde salınan yosunları gördüğünüzü.
Doğa insanlara sonsuz bereketini sunsa da fetih adına yapılan savaşlar sürmüş gitmiş eski
zamanlarda.1327 yılına gelindiğinde osmanlının eline geçmiş kale.Bizanslılardan.Osmanlı
imparatorluğu boyunca gözde yerlerden olmuş.Fabrika yapılmış 1843 yılında.Buharlı trenleri su
aldıkları istasyonda.
Şimdi :2019 yılının şubat ayının 2 sindeyiz.Tarihi kale restore ediliyor!yani yeniden kale
yapmışlar.Dokuma fabrikası kapıları zincirlenmiş. Kapalı. Wilhem köşkü.Kapalı.İnsanlar bu kış
gününde içlerini ısıtan güneşten faydalanmak için dolanıyorlar eşleri, çocukları, arkadaşlarıyla.
Ve gün battı .Denizin üzerinden.Peşinde rengarenk gökyüzü bıraktı.Şehirde akşam oldu.Evlerin
ışıkları birer birer yanmaya başladı.
Ulupınar deresi çağlıyor.Çoşkuya.
Yani bir tarih saklı HEREKE de .Gezip ,görüp ,bilene.