YETER ARTIK
YILLARDIR AYNI ATEŞ
AYNI KAN AYNI GÖZYAŞI
MEZARLIKLAR GENÇ İNSANLARLA
DOLDU
DAHA YAŞAYACAKLARI YILLARI VARDI
NEDİR BU
BU KİN ,BU NEFRET
NEDEN ÖĞRETİLİYOR?
DOĞAR DOĞMAZ DÜŞMAN MIYIZ Kİ
SEVGİ,HOŞGÖRÜ,İYİLİK
NEDEN ÖĞRETİLMİYOR.
BİRİLERİ KURGULUYOR
OYUN OYNATIYOR
BEN BU SAVAŞ OYUNUNU
OYNAMAK İSTEMİYORUM Kİ
PAYLAŞMAK:Düşündüklerimi.Yazdıklarımı.Duygularımı. gezdiğim yerleri.Resimleri.Yaptığım yemekleri. Yani kısaca herşeyi.
21 Mart 2016 Pazartesi
24 Şubat 2016 Çarşamba
6 Şubat 2016 Cumartesi
yılın 2.ayı
2016 yılının 2. ayına da geldik.Bitiriyoruz neredeyse.
Dışarıda rüzgar,yağmur var. Sayılı fırtınalar dan biri olmalı.Kırlangıç mı,Kocakarı mı
bilmem ama.
Fena soğuk rüzgar var.Dün gece kim bilir kaç ağaç kökünden sökülüp gitti.
Üzülüyorum devrilen ağaçlara.İçindeki dayanaklardan biri gitmiş gibi geliyor.Çok mu yük
yüklüyorum bu güzelim yeşilliklere?
En güzeli kitap okumak diyelim.Kitap okumak insana iyi gelir.Alıp götürü .
İçindeki sıkıntıları dağıtır.Günlük hayatın acımasız gerçeklerinden an itibariyle kurtarır.
Kitap okumak insana iyi gelir.
Banada PATASANA iyi
geldi.Kısa sürede okudum.
Çorum a gittiğimde hayran olduğum HİTİT lerle ilgili ne güzel roman yazılır
demiştim.
Yazmış.Ahmet Ümit.Eline sağlık.
Bırakıp gevezeliği .Ben döneyim kitaplarıma.Biraz müzik okuyayım."Ayşe"nin Müzik Kitabı."
Biraz eskilerden."Mor Çepkenliler".
24 Aralık 2015 Perşembe
almış başını gitmiş zaman
hüzünler dertop olmuş. saklanmışlar köşe başlarına
ılık,mevsimler hatırlatmış yaşanmışlıkları
kah sevinç,kah keder,kah öfke olmuş
hatıralarda kalan yaşam izleri.
hiç bitmemeli :genlerine işlemiş yaşam sevinci
sevgiyi,hoşgörüyü kaybetmemeli
sevmeli, börtü böceği,dağı ,kırı ,bayırı.
doğan güneş le doldurmalı yaşam sevgisini
yüreğine
hiç bitmemeli gelecek güzel günler umudu
doyasıya nefesle doldur ciğerini
uzun uzun seyret akıp gide nehirleri
11 Kasım 2015 Çarşamba
AMASRA
Tavşan adası yine orada.Yalnızlığın tadını çıkarıyor.
Kale içi evleri yine sabah deniz,akşam deniz,gece deniz.
Gel de orada bir ömür yaşama...
Uzaklarda bir yerden de Pers kraliçesi AMASTRİS de özlüyor olmalı.Güzelliğini borçlu olduğu havuzu.
Bu coğrafyada zaman hala sürüyor.Gelen geçen insanlara inat.Diyor ki ben hep buradayım.Burada olacağım.Dalgalar kah nazlı nazlı,kah coşkulu vuracak kıyılara.Güneş yine doğacak,tüm güzelliği ile kızıla bürünüp batacak.Ben yaşamak istiyorum diyecek.Siz insanlar; yeter ki gölge etmeyin bana diyecek.
3 Ekim 2015 Cumartesi
RADİSSON BLU #İSTANBUL#TOPLANTI
Hızla değişen dünyaya tıp alanındaki değişikliklerde eşlik ediyor.Bilirsiniz işte.En son yenilikler.Falan. Bende bu maçla gittim bir bilimsel toplantıya.Şişli ye. “Radisson Blu” otel dekine
Önce yol tarifi aldım.Google dan.Şişli metro ve otobüs
durağına yürüme mesafesinde imiş.Diyordu.
Üsküdar Kabataş
:Güzelim boğaz seyrederek geçtim karşıya.Deniz.Her zamanki gibi beni benden
aldı.Bir yanım Marmara denizi,bir yanım boğaz içi.Her iki kıyıdaki bina
yığınları canımı sıksa da keyifli bir 15 dakika geçirdim.
“ Toplantıya gitmek için en özel
nedeni de buydu aslında”
Kabataş-funiküler:Yola devam.Arabaları,insanları yara yara
ulaştım durağa.Yerin altından Taksime.
Taksim:İçim
burkuldu yine.Burası ne çok insanın ölümüne neden oldu Yarabbim…Derin derin iç
geçirip sağa sola baka baka şişliye doğru yürüdüm.
Radisson Blu:Beş yıldızlı ,yüksek katlı, ismi yabancı ,İstanbul otellerinden biri.Kimbilir kimin.Kimlerin.(Kimileri pek bilir bunları."Zenginin parası züğürdün çenesini yorar misali”kimin kimlerin ortaklığı,vs.Tanımadıkarı zenginleri,tanıyor gibi.Bunlarda benim çenemi yordu).Parantez içi laf olsun hadi..
Otel lobisi bekleşen
insan dolu.Çoğu turist.Gidenler,gelenler.Onlar orada bekleşe dursun.
Bir gelen de
bilimsel toplantı saati:Konuşmacılar,konuşmalar,anlatılanlar,tartışmalar,dinleyenler.
Yapacaklarımın doğruluğunu bilmemin rahatlığıyla düştüm geri
dönüş yoluna.
Birde baktım ki "şehrin ışıklarında "kaybolmuşum
27 Eylül 2015 Pazar
KARAMSAR YAZI- II-
Ya sevgili bilgisayar.Biraz dertleşelim.Cevapsız
sorular olmaya başladı hayatımda
Yaşadıkça.
Çocuklar büyüdü.Senin yanıbaşında senden bir
parçayken,karşında birey oluverdiler.İşte o zaman o cevapsız sorularla
karşılaşıyorsun
-Ne zaman büyüdü bunlar?
Annene ,babana bakıyorsun.Hayatta yaşlılık diye bir şey
varmış.Farkına varıyorsun.Sonra anneciğim soruyor.
-Ben niye böyle oldum?
Çevreni şöyle bir kenara bırakıp kendine yöneliyorsun.Kalp
çarpıntıları başlamış,tansiyon yükselmeleri de ,uykusuz gecelere diz ağrıları
da eklenince diyorsun ki kendine
-ne oluyor yahu?
Aklından film şeridi gibi yapacakların geçiyor.Okuyacak
kitapların raflarda daha.Gezip görülecek yerler sıra bekliyor.Eh söylenecek
sözler de var daha.
-nasıl yetiştireceğim bunları? Sorusu cevapsız
kalıyor.
Halbuki kırk kere söyledi annen.
Her şeyi zamanında
yapmak lazım.Bugünün işini yarına bırakmamak lazım diye……
“anne sözü dinlemek varmış”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)