“Düşler bitti
Her gün her gün yeniden kurguladığımız,dilediğimiz
gibi sonlandırdığımız
Parıltısıyla gözleri yakıp kavuran gerçekler
göründü.Gölgelerin arasından.
Nasıl alışıp başa çıkacağız düşlerle yoğurup
kavurduğumuz hayatın güzelliğinden sonra .
Nasıl da güzeldi
düşlerimiz.İlk annemizin yemekleriydi tadına doyamadığımız.Ve hala o tadı ararız.
Emekleyip
yürüyüp ilk okula başladığımız evimiz.
Sıcak,sevgi dolu huzur ve mutlu sıcacık
anne kucağımız.Biten güzel düşlerden biriydi yalnızca.
Sokak lambalarının sarı
ışığını daha da aydınlatan bekçi düdükleri.
Ne de huzurluymuş gecelerimiz..Uykunu
en derin yeri geldiğinde kıvrılıp yattığımız sıcak yatağımız
Pazar
kahvaltılarına sucuklu yumurtanın kokusuyla uyandığımız.
İlle de bayram
sabahlarımız.babamın yanında gururla izlediğimiz geçit törenleri.Kardeşlerim le
gittiğimiz bol bayram harçlıklı “bayram ziyaretlerimiz” .
Baktım şöyle düşlere
.Giderek giderek ağrır gibi gün.Ağarıp yeryüzüne çıkmış gerçekler.Düşleri yok sayıp.
Düşlerin
kayboldukça görürsün teker teker. Hiç kimse baban gibi koruyamaz seni.Baban
gibi dürüst ve yalansız olamaz.
Karşılıksız sevmeyi öğreten,sonsuz şevkat in mutluluğunu
yaşatan güzel annen gibi sevmez seni.
Meğer karanlık
kalpli insanların istilasına uğramış dünya.Onların yaptıklarıyla boğuluyor
insanlık
Düş değil artık bu gerçek